Yetenek avcılığı insan kaynakları süreçlerinde son zamanlarda oldukça revaçta. Popüler bir akım olarak kullanılmakla birlikte aslında ülke olarak gerçekten üzerinde durulması öncelikli olan bir konu. Hem şirketlerimizin, hem ekonomimizin hem de ülkemizin gelişimi için yetenekleri bulup olmaları gereken pozisyonlara acilen yerleştirmemiz gerekiyor.
Bununla birlikte yetenek avını tamamladıktan sonrası, arama süreci kadar kritik önem arz ediyor. Bizim için hem rüya hem de kabus olan bu süreçte nelere dikkat etmeliyiz ki bulduğumuz yeteneği kaybetmeyelim?
Klasik kalıp ve süreçlerden, ardı arkası kesilmeyen bürokrasiden vazgeçerek iç süreçlerimizi basitleştirmek en önemli nokta bence. Yeni nesil yetenekler artık geniş bir konfor alanı istiyor. Onlara göre oluşturdukları katma değer dışında şirketlerin başka beklentileri neredeyse hiç olmamalı. Peki iç işleyişimizin standartlarını korumak adına herkesi tamamen serbest bırakabilir miyiz? Çok mümkün görünmüyor.
Öncelikle ne yazık ki tüm kadromuzun potansiyellerle dolu yeteneklerden oluşmadığını biliyoruz. Bu nedenle kişiye özel uygulamalar diğer ekip üyelerini rahatsız edeceğinden ortak noktada buluşma yoluna giderek içerideki harmoniyi bozmadan yeni çerçeveler üretmemiz gerek. Bu noktada performans ölçümleri bizi destekleyerek ihtiyacımız olan gücü verecektir. Performans bazlı kurallar getirerek düzeni korumaya çalışın.
Objektif olarak baktığımızda, günümüz şirket beklentileri de aslında yüksek katma değerden oluşuyor. İki tarafın da beklentileri bu durumda gayet orta bir noktada buluşabilir. Neden motivasyon aktivitelerimizi, gelişim ve eğitim çalışmalarımızı eğer gerçekten katma değeri artırıyorsa çalışanların beklentileri doğrultusunda oluşturmuyoruz ki? Şimdi yüksek değerli çıktı alma zamanı!
Bağlılık, ekibi ne kadar çok şirket içinde tuttuğunuza bağlı olarak artmıyor. Düşüyor! Esneklik kazandıran dijital uygulamalara geçin ve uzaktan takip sisteminizin verimliliğini artırarak özel hayata daha fazla zaman ayırmalarına imkan verin. Çalıştıkları şirketin değerlerini hissettirecek kadar yakında, sunduğunuz bu imkanla kaybetmek istemeyecekleri kadar uzakta olun!
Kendilerinden bir şeyler katmalarına izin verin. Kendi yöntemlerini belirleyebilecek kadar özgürlük alanı tanıyın ve araştırmaya itin! Kendi kendilerini geliştirmeleri ancak sizin belirlediğiniz çerçeveden çıktıkları anda mümkün olabilir. İhtiyaç duyduklarında ise gelişim desteği verebileceğinizi gösterecek kadar yakından takip edin.
Zaman, çalışan şirket dengelerini yeniden kurma zamanı. Şirketler tüm yapıları kendi bünyelerinde toplamaktansa farklı çalışma modellerine açık olmalı. Yenilikleri denemekten çekinmeyin, potansiyelleri kaybetmenin bedelinin kendi kurallarınızı değiştirmekten daha yüksek olacağını unutmayın.